Beş Soruda Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar


Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi ile rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararları yasaklanmaktadır. Aşağıdaki beş soru ile maddede belirtilen anlaşma kavramına açıklık getirilmeye çalışılmaktadır.

1-     Anlaşma kavramı ile kastedilen nedir?

4054 sayılı Kanun’da “anlaşma” kavramı tanımlanmamış olmakla birlikte rekabet hukuku uygulamasında anlaşma “tarafların karşılıklı iradelerinin bilinçli olarak ortak bir amaca yönelmesi” olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, borçlar hukukunda yer alan klasik “irade uyuşması” koşulu gerekli ve yeterlidir. Bunun dışında anlaşmalar için yazılı, sözlü, noter onaylı olma vb. şekil şartları gerekmemektedir. Örneğin, iki teşebbüs çalışanının telefonda birbirlerinin pazarlarına girmeme konusunda mutabakata varmaları dahi – eğer ispatlanabilir ise – anlaşma olarak kabul edilir.

2-     Rakipler arasında yapılan anlaşmaların tümü rekabeti sınırlar mı?

Ticari hayatta şirketler çok çeşitli nedenlerle karşı karşıya veya işbirliği yapmaktadır. Bu bağlamda iki şirketin aralarında neredeyse sınırsız çeşitlilikte anlaşma yapması mümkündür. Bu nedenle taraflarının rakip olması durumunda bir anlaşmanın otomatikman rekabeti sınırladığını söylenemez. Örneğin, iki rakip şirket arasında gayrimenkul kirasından kaynaklanan ve taraflar arasındaki rekabeti sınırlamayan bir sözleşme söz konusu olabilir. Diğer yandan yine iki teşebbüs arasında yapılan ancak makine teçhizatın kiralanmasına veya fason üretim yapılmasına yönelik bazı anlaşmalar ise rekabeti sınırlayıcı olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla, değerlendirilen tarafların niteliğinden ziyade anlaşmanın piyasadaki rekabet üzerindeki etkileridir.

3-      Rakip olmayanlar arasında yapılan anlaşmalar ile rekabeti sınırlamak mümkün müdür?

İki kişi arasında imzalansa dahi bir anlaşmanın üçüncü kişileri etkilemesi, üçüncü kişiler açısından sonuç doğurması mümkündür. Bu nedenle, rakipler arasında olmasa bile bazı anlaşmaların piyasadaki rekabeti olumsuz yönde etkileme riski vardır: Örneğin, bir sağlayıcının bayilerine rakip malları satmama yükümlülüğü getirmesi söz konusu rakibin ürünlerinin satılabileceği yerlerin sayısını, dolayısıyla piyasadaki rekabetin sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır.

4-      Rekabeti sınırlayıcı anlaşma örnekleri nelerdir?

4054 sayılı Kanun'un 4. maddesinin son fıkrası maddeyi ihlal eden nitelikteki anlaşmalara aşağıdaki şekilde örneklendirmektedir:
"a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f) Anlaşmanın niteliği veya ticarî teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi."
Yukarıda yer verilenlerin dışında da ilgili maddeyi ihlal edecek bir sürü anlaşma türünden veya uygulamadan bahsetmek mümkündür. Bunlardan her birinin olayın, piyasanın, zamanın özelliklerine göre değerlendirilerek ihlal oluşturup oluşturmadığına karar verilmektedir.
Ancak teori ve literatür dikkate alındığında, özellikle aşağıda yer alan dört tür ihlalin "en büyük günahlar" arasında yer aldığı ve bunlara kesinlikle müsamaha gösterilmediği unutulmamalıdır:
  •    Ürün ve hizmetlerin arz fiyatlarının ya da üretim veya satışına ilişkin koşulların rakipler tarafından ortaklaşa belirlenmesi,
  •     Teşebbüslerin mal veya hizmet piyasaları paylaşması;
  •    Teşebbüslerin müşterileri veya müşteri gruplarını paylaşma konusunda anlaşmaları;
  •     İhalelerin paylaşılması, ihalelerde danışıklı dövüş
yer almaktadır. Bunların yanı sıra, münhasırlık, yeniden satış fiyatının tespiti vb. unsurlar taşıyan çeşitli dikey anlaşmalar da Kanun kapsamında değerlendirilmektedir.

5-     Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara karşı ne tür yaptırımlar öngörülmektedir?

Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara ilişkin en temel yaptırım “geçersizlik”tir: Kanun’un 4. maddesinde bu tür anlaşmaların “hukuka aykırı ve yasak” olduğunu; 56. maddesinde ise bu tür anlaşmaların “geçersiz” olduğu ve bu tür anlaşmalardan doğan edimlerin ifasının istenemeyeceği açıkça belirtilmektedir. Dahası bu tür anlaşmalardan zarar görenler zararın üç katına kadar tazminat talep etme hakkına sahiptir.
Bunun yanı sıra, Kanun’un 16. maddesi uyarınca söz konusu anlaşmalara taraf olan teşebbüslere bir önceki yıla ilişkin gayri safi gelirlerinin %10’un kadar, ihlalde belirleyici etkisi olanlara da teşebbüse verilen cezanın %5’ine kadar para cezası yaptırımı uygulanabileceği açıktır.



Önemli Not: Sitede yer alan yazıların tüm sorumluluğu yazarlara aittir ve www.rekabethukuku.info sitesini veya herhangi bir kurum veya kuruluşu bağlayıcı değildir. Sitedeki yazıların en doğru ve en güncel bilgileri içerdiği garanti edilemez. Yazılar yalnızca genel bilgi vermek amacını taşımaktadır; hukuki görüş olarak değerlendirilemez ve yayınlarda yer verilen görüşlerden kaynaklanabilecek olası zararlardan site, yazarlar ve editörler sorumlu tutulamaz. Rekabet hukukuna ilişkin sorunlarda konu ile ilgili avukatlara danışmanız ve/veya Rekabet Kurumu'na başvurmanız önerilir.

0 yorum:

Yorum Gönder