Rekabet Kanunu’nun 7. maddesi bir teşebbüsün bir mal veya hizmet piyasasında hakim durum yaratmaya veya mevcut bir hakim durumu güçlendirmek amacıyla bir başka teşebbüsle birleşmesini veya bir başka teşebbüsü devralmasını yasaklamaktadır. Aşağıdaki beş soru ile birleşme ve devralmaların denetlenmesi hususuna açıklık getirilmeye çalışılmaktadır:
1. Birleşme ve Devralmalar Neden Denetime Tabidir?
Rekabet hukuku özünde piyasa gücünün tüketici refahını kısıtlayacak şekilde kullanılmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Bu tür bir güce ulaşmanın yollarından birisi şirketlerin kartel oluşturmasıdır ki bu yasaklanmaktadır. Diğer yandan, şirketlerin kartel oluşturmalarının yasaklandığı fakat şirket birleşmelerinin denetlenmediği bir sistemde boşluk oluşacak, şirketlerin birleşmeler yoluyla tek şirket haline gelerek kartelin veya tekelin gücüne sahip olacak, dolayısıyla da bu boşluk kanunun dolaşılmasına olanak verecektir. Bu nedenle birleşmeler denetlenmektedir.
Aynı şekilde piyasdaki bir veya daha fazla şirketin rakiplerini birer birer devralarak yine bir kartelin veya tekelin elde edeceği pazar gücüne ulaşması mümkündür. Devralmaların denetlenmemesi bu nedenle görece görece şirketlerin rakipleri aleyhine kolayca büyümesini sağlayacak, kendi dinamikleri ile büyüyecek şirketlerin önünü kesecek ve hakim durumun kötüye kullanılması için uygun zemin hazırlayacaktır. Bu nedenle daha en başından şirket birleşme ve devralmalarının denetlenmesi suretiyle hakim duruma gelmenin engelllemesi amaçlanmaktadır.
Kanun'un 7. maddesinde "Bir ya da birden fazla teşebbüsün hâkim durum yaratmaya veya hâkim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır."
Bu açıdan bakıldığında, şirketlerin TTK uyarınca birleşmeleri veya bir şirketin ortaklık paylarından çoğunun bir başka şirkete devretmesi ilk akla gelen hususlardandır. Maddede bunun yansıra "ortaklık paylarının tümü veya bir kısmı" demekle ortaklık paylarının tümünün ya da çoğunun olmasa bile yalnızca çok az bir kısmının devredilmesinin dahi -hakim durum yaratacak veya güçlendirecek ise - yasaklandığı belirtilmektedir -ki buna ilişkin olarak ileride ayrıntılı bir makale yayınlanacaktır.
Bir işlemin birleşme veya devralma kapsamında değerlendirilebilmesi için öncelikle "bir teşebbüsün kontrolünün kısmen veya tamamen bir başka teşebbüse devredilmesi" gereklidir. Dolayısıyla, bir teşebbüsün hisselerinin bir bölümünün devredilmesi teşebbüsün kontrolünü değiştirmediği müddetçe devralma sayılmadığı için bildirime tabi değildir.
Yukarıdakine paralel olarak, Rekabet Kanunu'nun 7. maddesinin "şirketler arasındaki" birleşme ve devralmalar ile değil de "teşebbüsler arasındaki" birleşme ve devralmaları kapsadığı dikkate alınmalıdır. İlk bakışta ufak bir sözcük farkı gibi görünen bu durumun aslında önemli bir sonucu vardır: Teşebbüs, bağımsız karar veren ekonomik bütünlükleri ifade etmektedir; bu nedenle örneğin aynı holding tarafından kontrol edilen iki şirketin birleşmesi veya birinin diğerini devralması bu kapsamda değerlendirilmemektedir. Bu nedenle de bunların bildirilmesine gerek yoktur.
Ayrıca, Kanun'un ilgili maddesi gereğince yalnızca "hakim durum yaratan" veya "hakim durumu güçlendiren" birleşme ve devralmaların yasaklandığı, bunun da çok istisnai bir durum olduğu dikkate alındığında, ancak piyasalar açısından risk taşıyacak nitelikteki işlemlerin bildirilmesi önemlidir. Bu da asıl itibariyle belirli büyüklükteki işlemlerin değerlendirilmesini gerektirmektedir. Buna yönelik olarak Rekabet Kurumu tarafından 2010/4 sayılı Tebliğ ile birleşme ve devralmaların bir bakıma ilgililer tarafından filtrelenerek ancak belirli bir büyüklüğü aşanların Kurum'a bildirilmesi amaçlanmıştır.
Bu çerçevede, işlem taraflarının Türkiye'deki toplam cirosu 100 milyon TL'yi ve işleme konu en az iki teşebbüsün ayrı ayrı ciroları 30 milyon TL'yi aşıyorsa işlem Rekabet Kurumu'na bildirilmelidir. Bunun yanısıra, teşebbüslerden birisinin dünya cirosunun 500 milyon TL'yi aşması ve diğer tarafın Türkiye cirosunun 5 milyon TL'yi aşması durumunda da bu işlem bildirime tabidir.
4. Birleşme ve Devralmalar Nasıl ve Ne Zaman Bildirilmelidir?
Rekabet Kurulu 2010/4 sayılı Tebliğ ile birleşme ve devralmanın bildirime ilişkin esas ve usulleri belirtmiştir.(İlgili tebliğe bu bağlantıyı tıklayarak ulaşabilirsiniz.). Söz konusu tebliğde de belirtildiği üzere bildirim tebliğ ekinde yer alan form vasıtasıyla yapılmalıdır.
Rekabet hukukuna göre, Kanun kapsamındaki işlemler Rekabet Kurulu işleme açıkça veya zımnen izin verene kadar hukuki geçerlilik kazanamaz. Bunun yanısıra, 2010/4 sayılı Tebliğ uyarınca Rekabet Kurulu'na bildirilmesi gerektiği halde bildirilmeksizin gerçekleştirilen işlemlere ilişkin olarak da - aşağıda belirtildiği üzere- para cezası uygulanması söz konusudur. Bu nedenle, bildirime tabi işlemler gerçekleştirilmeden önce Rekabet Kurumu'na bildirilmelidir.
5. Birleşme ve Devralmaların Bildirilmemesi Durumunda Yaptırımlar Nelerdir?
4054 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca;
(a) Muafiyet ve menfi tespit başvuruları ile birleşme ve devralmalar için izin başvurularında yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi,
(b) İzne tabi birleşme ve devralmaların Kurul izni olmaksızın gerçekleştirilmesi,
(a) Muafiyet ve menfi tespit başvuruları ile birleşme ve devralmalar için izin başvurularında yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi,
(b) İzne tabi birleşme ve devralmaların Kurul izni olmaksızın gerçekleştirilmesi,
durumunda bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirin binde biri oranında para cezası verilebilir.
Ayrıca yine aynı madde uyarınca, hakim durum yaratacak birleşme veya devralmayı gerçekleştiren teşebbüslere bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayri safi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para cezası verilir.
Önemli Not: Sitede yer alan yazıların tüm sorumluluğu yazarlara aittir ve www.rekabethukuku.info sitesini veya herhangi bir kurum veya kuruluşu bağlayıcı değildir. Sitedeki yazıların en doğru ve en güncel bilgileri içerdiği garanti edilemez. Yazılar yalnızca genel bilgi vermek amacını taşımaktadır; hukuki görüş olarak değerlendirilemez ve yayınlarda yer verilen görüşlerden kaynaklanabilecek olası zararlardan site, yazarlar ve editörler sorumlu tutulamaz. Rekabet hukukuna ilişkin sorunlarda konu ile ilgili avukatlara danışmanız ve/veya Rekabet Kurumu'na başvurmanız önerilir.
0 yorum:
Yorum Gönder