Rekabet Kanunu’nun 6. maddesi bir
mal veya hizmet piyasasında hâkim durumda bulunan bir veya daha fazla
teşebbüsün söz konusu hâkim durumunu kötüye kullanmasını yasaklamaktadır.
Aşağıdaki beş soru ile hâkim durum ve hâkim durumun kötüye kullanılması
kavramlarına açıklık getirilmeye çalışılmaktadır:
1. Hâkim durum ne demektir?
Rekabet Kanunu’nun Tanımlar
başlıklı üçüncü maddesi uyarınca hâkim durum “belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla
teşebbüsün, rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek fiyat, arz,
üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücünü …”
ifade etmektedir.
Ancak söz konusu maddede yer alan
tanım ilgili teşebbüsün faaliyet gösterdiği mal ve hizmet piyasalarının niteliğine,
faaliyette bulunulan coğrafi piyasaya, analizin yapıldığı zaman dilimine,
ilgili piyasaya giriş çıkış engellerine göre değişebildiği için piyasada %x’den
fazla pazar payına sahip olan bir teşebbüsün otomatikman hâkim durumda olduğunu
söylemek mümkün değildir. Bu nedenle her bir olay açısından ayrı bir
değerlendirme yapılması önemlidir.
Örneğin, potansiyel rakiplerin
masrafsızca ve çok kısa sürede giriş yapabileceği bir piyasada %100 pazar
payına sahip bir firma yapılan analizler sonucunda hâkim durumda
bulunamayabileceği gibi, bazı piyasalarda %35’lik pazar payına sahip firma
hakim durumda olabilir. (Ayrıca bkz. “Hâkim
Durumun Tespitinde Dikkate Alınan Kriterler” başlıklı makale.)
2. Hâkim duruma gelmek yasak mıdır?
İlke olarak piyasa ekonomisinin
temel dinamiği olan rekabet süreci sayesinde firmalar rakiplerine fark atma,
daha iyi mal ve hizmetleri daha ucuza üretme konusunda yarışmakta, bunun
sonucunda da başarılı olan firmalar pazar paylarını ve gelirlerini, kârlarını
rakipleri aleyhine arttırmaktadır. Bu rekabetin doğal sonucudur.
Bu nedenle, bir firmanın kendi
çabaları sonucunda etkin bir pazarlama, hizmet stratejisi izleyerek, yeni
ürünler teknikler ortaya koyarak piyasanın büyük bir bölümünü hatta tamamını
ele geçirmesi de bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilmekte ve
şirketlerin bu şekilde büyümeleri engellenmemektedir.
Ancak bu konudaki tek istisna,
bir teşebbüsün diğer teşebbüsleri devralarak ya da onlarla birleşerek hâkim
duruma gelmesidir ki Kanun’un 7. maddesi ile bu yasaklanmıştır.
3. Hâkim durumun kötüye
kullanılmasının örnekleri nelerdir?
Kanunun 6. maddesinde örnek
olarak sayılan davranışlar şunlardır:
a) Ticarî faaliyet alanına başka bir
teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da
rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,
b) Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit
hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya
dolaylı olarak ayırımcılık yapılması,
c) Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal
veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların
talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı
tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir
fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına
ilişkin sınırlamalar getirilmesi,
d) Belirli bir piyasadaki hâkimiyetin
yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticarî avantajlardan yararlanarak başka
bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan
eylemler,
e) Tüketicinin zararına olarak üretimin,
pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması.
Ancak, söz konusu davranışların
yalnızca kötüye kullanma hallerine örnek teşkil ettiği, kötüye kullanmaya
ilişkin tüm halleri kapsamadığı unutulmamalıdır. Hakim durumdaki bir teşebbüsün
davranışının kötüye kullanma olup olmadığı esasen olay bazında
değerlendirilebilecek bir husustur. Bu nedenle farklı teşebbüslerin aynı
nitelikteki davranışları söz konusu olduğunda, birinin hâkim durumu kötüye
kullandığına, diğerinin ise kullanmadığına hükmedilebilir. Benzer şekilde aynı
teşebbüsün aynı nitelikteki eylemi belirli bir zaman diliminde veya pazar
koşulunda kötüye kullanma sayılmaz iken diğerin kötüye kullanma olarak
değerlendirilebilir.
İlke olarak, hâkim durumda olan
bir teşebbüsün yalnızca faaliyet gösterdiği değil herhangi bir piyasadaki
rekabeti kısıtlayacak veya bozacak davranışlarda bulunması, rakiplerinin
faaliyetlerini zorlaştırması veya onları piyasanın dışına itmesi ya da piyasaya
girmek isteyecek rakiplerini engellemesinin Kanun’un 6. maddesi kapsamında
yasaklamaya ve yaptırıma tabi olduğunu belirtmek yeterlidir.
4. Hâkim durumun kötüye
kullanılmasına ilişkin ne tür yaptırımlar öngörülmektedir?
Rekabetin Kanunu’nun 6.
maddesi “Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde
bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına yahut başkaları ile
yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka
aykırı ve yasaktır.” hükmünü içermektedir.
Dolayısıyla, hâkim durumun kötüye
kullanılmasına ilişkin eylemler yasaktır ve teşebbüslerin bunlara evleviyetle
son vermesi gereklidir. Bunun yanı sıra, Kanun’un 16. maddesi uyarınca hakim durumunu
kötüye kullanan teşebbüslere bir önceki yıla ilişkin gayri safi gelirlerinin
%10’un kadar, ihlalde belirleyici etkisi olanlara da teşebbüse verilen cezanın
%5’ine kadar para cezası yaptırımı uygulanabileceği açıktır.
5. Hâkim durumun kötüye
kullanılmasına muafiyet verilebilir mi?
Hukukun genel ilkeleri uyarınca,
hukuk sistemi kişilerin hakkını korur, ancak bu hakların kötüye kullanılmasını
korumaz. Benzer bir şekilde, rekabet hukuku açısından da bir teşebbüsün kendi
imkanları ile hakim duruma gelebileceği kabul gören bir husus iken hâkim duruma
gelmiş olan bir teşebbüsün davranışları ile piyasadaki rekabeti bozmasına izin
verilmesi mümkün değildir.
Nitekim, Kanun’un 5. maddesi yalnızca
4. madde çerçevesinde rekabeti sınırlayan anlaşma, eylem ve kararlara uygulanabileceği açıkça
belirtilmiştir.
Önemli Not: Sitede yer alan yazıların tüm sorumluluğu yazarlara aittir ve www.rekabethukuku.info sitesini veya herhangi bir kurum veya kuruluşu bağlayıcı değildir. Sitedeki yazıların en doğru ve en güncel bilgileri içerdiği garanti edilemez. Yazılar yalnızca genel bilgi vermek amacını taşımaktadır; hukuki görüş olarak değerlendirilemez ve yayınlarda yer verilen görüşlerden kaynaklanabilecek olası zararlardan site, yazarlar ve editörler sorumlu tutulamaz. Rekabet hukukuna ilişkin sorunlarda konu ile ilgili avukatlara danışmanız ve/veya Rekabet Kurumu'na başvurmanız önerilir.
0 yorum:
Yorum Gönder