Rekabet Hukuku Gerçekten Gerekli mi?


ABD’de 122 yıldır; Almanya ve Japonya’da 67 yıldır, Avrupa Birliği’nde de 57 yıldır uygulanmakta olan rekabet hukuku, tüketicilerin daha kaliteli mal ve hizmetlere daha düşük bedellerle erişimini sağlamaktadır. Bunun ne anlamına geldiğini kavrama açısından, Rekabet Kurulu’nun almış olduğu kararlar arasında rastlamış olduğumuz bir karardan hareketle, rekabeti sınırlamak amacıyla anlaşan şirketlerin fiyatları yükseltmek ve arzı kısmak amacıyla neler yaptığına bir bakalım:

Rekabet Kanunu Kimlere Uygulanır?


Rekabet hukukunun ilk bakışta “şirketlere” uygulandığı söylemek mümkün olmakla beraber bu tür bir genelleme yeterli olmamak bir yana yanıltıcıdır da… Çünkü en doğru tanımıyla 4054 sayılı Rekabet Kanunu “teşebbüslere” , “teşebbüs birliklerine” ve “teşebbüs çalışanlarına”  uygulanmaktadır.

Kanun’un Tanımlar başlıklı üçüncü maddesinin 4. ve 5. fıkralarında “teşebbüs “ ve “teşebbüs birliği” kavramları şu şekilde tanımlanmıştır.

Rekabet Kanunu’nun Dört Temel Maddesi Nedir?


4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da altmıştan fazla madde yer almaktadır. Bu maddelerin bir kısmı Rekabet Kurumu’nun örgütlenmesine, bir kısmı ise usule ve para cezalarına ilişkin olmakla birlikte hemen hemen tüm rekabet hukuku sistemleri açısından üç ya da dört madde rekabetin korunması açısından belkemiği niteliğindedir.
Kanun açısından esasa ilişkin dört temel madde ise sırasıyla şunlardır:

Rekabet Hukuku Nedir?


Rekabet hukuku temel olarak şirketler arasındaki belirli davranışların denetlenmesi, yasaklanması ve gerektiğinde cezalandırılması suretiyle piyasa mekanizmasındaki aksaklıkların bir kısmının bertaraf edilmesini, bu sayede de serbest piyasa sisteminden azami faydanın sağlanmasını amaçlayan hukuk disiplinidir.
Rekabet hukuku kapsamında şirketlerin iki ana kategorideki davranışları yasaklanmaktadır: